Hırsız Filmler
Beni bu hırsız filmleri izlemeye götüren neydi? Dışlanma korkusu mu? Merak mı? Yoksa reklamın zihnimizde yaptığı bir tahribat mı?
Neydi beni bu hırsızlığa ortak eden güdü? Çok derinde bir şey var alenen yapılan bu hırsızlıkta; övündüğümüz insanlığımızı bitirecek olan.
Üniversitedeyken Ankara’nın üç beş salonuna hayatımızı değiştirecek filmler gelirdi. İzler ve gelişirdik. Baba filmlerdi ve ruhumuzda büyük bir şenlik ateşini yakardı. Zekâmızın gittikçe geliştiğini, algımızın sınırları zorladığını ve özgürlüğümüzün müthiş bir hevesle uçmaya hazırlandığını hissederdik.
Aptallığa övgü, sanatın bilmediği bir şeydi.
Ve insanlığımızın özgürlüğe doğru ilerleyişine dur demek isteyenler Aptallığa Övgü düzmeyi sanatla yapmayı denediler. Bu yüzden, hayatımızın belki de en büyük yenilgisidir hırsız filmleri kutsamamız.
Aptallığa övgüyü övdüğümüz için, yenildik.
2000’li yıllar yenilgimizin tescillendiği yıllar.
İsim isim, yer yer, tarih tarih bu rezilliği gözler önüne sermek için sabırsızlanıyorum. Ama algımıza yapılan o büyük müdahale yüzünden, her birinin ayrı bir polemik konusu yapılacağını ve karşı saldırılarla yaralanacağımızı da biliyorum. Saldırıdan korkmak biz Anadolu evlatlarının harcı değil. Ama korkuyoruz çünkü hiçbiri delikanlı değil…
Hiçbirine yanıt verilemez. Belki bir cevap da vermeyecekler. Yok saymak da onların en iyi yaptığı şeylerden. Eğitildiler. Öğretildiler. Beslendiler. Yeni dünya düzeninin en has çocukları oldular.
Sonra kutsandılar. Sermaye mi kutsadı, aptallığa övgüyü biz mi kutsadık, yoksa öyle mi doğdular? Başkaları bulsun yanıtlarını.
Başka filmlere yer vermeyecek kadar çok salon sahibi oldular. Aptallık çağının en güçlü silahları oldular. Bu kısa yazıyla aptallık çağını sorgulayacak değilim. Asıl sitemim başka.Asıl sitemim bu filmleri yapanlara ve izleyenlere. Kendime biraz da. Neydi beni bu sanat hırsızı filmlere götüren güdü?
Korkuydu.Sürüden uzaklaşma korkusu.
Çünkü sürü onlara gidiyordu.Ya da sürü, salonların bu filmler tarafından işgali nedeniyle oraya doğru güdülüyordu.Öyleyse yazıklar olsun bana. Ve bravo yeni dünya düzenin en has çocuklarına.
Korkaklığımızı ve hırpalanmış zihnimizi paraya tahvil edebildikleri için bravo.
İnsanlığımıza, alenen ve eşi bulunmaz bir cüretle saldırabildikleri için bravo.
Sinemanın büyüsünü mahvettikleri için, sanata ihaneti kendilerine yedirebildikleri için, bir adım ileri gitmedikleri için bravo.
Özgürlüğümüzü çalmak için Vahşi batıdan ivedilikle gelip, neşeli hayatlar yaşamamız için ay lav yu kelimelerini çok güzel hareketlerle öğreten maskeliler, damacanalı yiğitler, dünya düzenin has çocukları, bravo. Bravo.
Özgürlüğümüze yapılan bu büyük saldırıya seyirci olanlar, size de bravo…
Önder Saraloğlu