Görüşmenin Görünmesi
Şimdilerde Meclis Başkanı Cemil Çiçek dört partinin katıldığı komisyonda harıl harıl yeni anayasa hazırlama çalışmaları sürdürüyor ya daha iki yıl önce büyük şaşahalarla zaten bir anayasa değişikliği yapmış, referanduma da sunmuştuk. Referandum öncesinin en önemli tartışmalarından biri anayasanın maddeleri değil de MHP lideri Devlet Bahçeli’nin öne sürdüğü bir iddiaydı.
Bahçeli demişti ki PKK ile hükümet gizli gizli görüşüp pazarlık yapıyor. Başbakan çok kızmış, celallenmişti. “Bunu ispat edemeyen şerefsizdir.” diye de meydanlarda meydan okumuştu. Sonra görüşüldüğü ortaya çıkınca hükümet değil, devlet görüştü biçiminde açıklamalar yapıldı. Daha sonra da kimin nasıl, nerde, neleri görüştüğü ortaya çıktı da kimin şerefsiz olduğu konusundan başka saklanacak bir şey kalmadı. Hatta görüşmelerde nelerin konuşulduğu da basına sızdırıldı ve yüzde doksan, doksan beş oranında anlaşmaya varıldığı anlaşıldı.
Geldiğimiz bu günde yapılan açıklamalarla anlaşılıyor ki PKK ile görüşmek AKP dışındaki partilere yasak. Bizzat başbakan ve bazı bakanlar PKK ile halen daha görüşmeler yapıldığını, yapılabileceğini, bunun doğal olduğunu açık açık söylemeye ve savunmaya başladılar. Kamuoyu oluşturuldu, saklanacak bir şey kalmadı.
Bülent Arınç, “İhtiyaç olursa yine görüşülür.” derken, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, görüşme konusunda Abdullah Öcalan’nın bile sürece girmesi konusunda ayrım yapmadığını beyan ediyor. Her konuda olduğu gibi bu konuda da en net açıklamayı Başbakan yapıyor.
“İmralı (Abdullah Öcalan) ile görüşmeler yeniden olabilir. Geçen kardeşinin oraya gitmesini istedik. Kabul edildi, gitti, görüştü, geldi.” “Gitmesini istedik” ifadesine dikkat edelim. Kardeşlerden gelmiyor görüşme isteği, bizden geliyor. Devam ediyor Başbakan: “Emre (Emre Taner- Eski MİT Müsteşarı) Bey döneminde İmralı’ya da, Oslo’ya da gönderdim, yine gönderirim.” (NTV’deki konuşmada)
Şimdi bu görüşmeler bu kadar normal ve doğaldı da referandumdan önce neden inkar edilip “şeref” konusu yapıldı? Satır arasında bu soruya da yanıt var. Diyor ki Başbakan, “Şehit anaları beni onlarla bir masada görürse ne der.” Anlaşılıyor ki Başbakan görüşmeye karşı değil, görüşmenin görünmesine karşı.
Başbakan devam ediyor: “Teröristle sarmaş dolaş olanla neyi konuşacaksın.” Bu cümle ile BDP’liler anlatılıyor. BDP’lilerin PKK’lılarla kucaklaşmasını hepimiz yadırgadık da AKP’lilerin görüşmesini bön bön seyrediyoruz. Toplum olarak BDP’ gösterdiğimiz tepkiyi AKP nedense gösteremiyoruz. Hepimizi efsunlamışlar gibi. Az önce söylenilenleri sanki kendisi değil de başkası söylemiş. Burada bir tutarsızlık var gibi görünüyor ya değil. Aslın olduğu yerde vekilin hükmü geçmez hükmü gereği Başbakan teröristle sarmaş dolaş olanları muhatap almıyor.
Anlaşılacağı üzere onların muhatabı artık örgütün kendisidir ama bunu millete anlatacak muhalefet ortalıkta görünmüyor.